3 Ekim 2013 Perşembe

Vakit gece III

Gece 3.

Sensizliğin hemen ertesi günü. Yavaşça uzanıyorum yatağıma ve kapıyorum yüzüme sığmayan gözlerimi.
Açıp kollarımı iki yana, Azrail çağırma ayinime başlıyorum. Dört yanım da uçuşan zebaniler, eşi benzeri olmayan ihanetler fısıldıyor kulaklarıma.
..derken telefon çalıyor sessizliği yırtarcasına.
Gecenin ve sensizliğin tam ortasında üşümüşken ben, ağlamaklı ve titreyen ses tellerine asılı bir kaç cümle ile zor bela soruyorsun; "Yaşıyor musun?"
Sence?
Sen; korktuğun için yalancı doğrularına koşar adım gidiyorsun.
Ben; elimdeki kör jileti tebeşir, bileklerimi de kara tahta sanıyor; taptaze hasretliklerle, kokuşmuş intiharları aynı payda da eşitlemeye çalışıyorum.
Karamsarlık ruhumun en dipteki hücrelerine kadar işlemiş. "Belki" denizlerin de boğulmamak için, "ya olmazsa" yılanlarına sarılıyorum.
Hastalıklı düşüncelerim uzun gecelerce birbirini kovalarken, yüzün de ekleniyor üzerinde uzun uzun düşünülecekler hanesine.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder