12 Eylül 2011 Pazartesi

içi şarap dolu kristal bir melek



uzun bi süre sessiz kalmişti adam'ın odası ve tırnak izleriyle dolu soğuk duvari.
soğuktu çünki; adam serum şişeleri ile beslediği ruh koleksiyonlarini çerçeveletip duvarina asiyordu.
artık şizofrenik hareketler gözlemlenmiyordu bu oda da.
agmatin sıvısında düzelme vardi.
öyle ya adam olmaya gitmişti, mantığın olmadiği yere.
mantik ve adam aynı bünyede buluşamiyor mu demekti bu?
ne garip aritmetik lan bu?!

adam onlarla aynı sudan içmiş taklidi yapti ve geldi.
bedeni günaha girmeden; kalemi dile geldi.

adam içmeden güzel cümleler kuramiyordu.
içti.
gece, kadın kokusu ve yazimi bitirebileceğim kadar gözyaşı.
elde olanlar bunlar.
ha bir de elmacık kemiklerin..

kadın karşisina geçmiş adama hayretle bakıyordu. adam sanki mistik şeylerden bahsediyordu.

-bu bakışı nerde olsa tanırım. adı; ''olmuşun sen'' bakışıdır.-

tenimdeki kesikleri görmüyormusun be adam!?
durmadan akan aşk'ı ?
görmüyormusun onlari kapatma çaba mi?

görüyorum der adam. panikler bir yandan.
ben onlari üzerine içerken döktüğün şarap sanmiştim.
şarap mi?
içermisin?
-teninden mi?
evet!
-neden olmasin?!

adam kadının kesiklerine aldirmadan dudaklarini gezdirip içiyordu teninden şarabi.
bi an göz göze geldiler.
adamın dudaklari kıpkırmızı,
kadının gözler lethe ırmaği.

kadın sordu;
nasil aşk'ın tadı? benziyor mu kırmızı şaraba?
eğildi kırmızı dudaklarina adamin
ve üfledi ağzindakileri;
yoksa sevgili'nin kırmızı şarap tadında nefesimidir aşk'ı usulca bulaştıran dudaklarina.?

adam yine mistik denilecek bi cevapla karşilik vermişti;

aşk'ı bardaktaki kırmızı şaraba benzetirsen çabuk bitirirsin.
bardaktaki kırmızıyı aşk'a benzetirsen tadını yavas yavas almak için sadece dudağini değdirir ufak bi yudum alirsin.
dilinle dudağina yedirirsin.
işte orada aşk olur dudağin.
hemde kıpkırmızı.
uzar keyfi, o hemen biter sandiğin 1 bardak şarabın.
kristal bir meleğin kırılganliğina sahip tenin.
ellerinde tutamamişlar seni,
düşürmüşler, kırılmışsın sen.
akıyor aşk teninden.
yeter artik ağlama güzelim bukadar serum şişesi yeter bana.
 topla yüzünü, iç göz yaşini
 unut herşeyi.
..ve sok şunu kafana;
aşk şişede durduğu gibi durmaz!

9 Eylül 2011 Cuma

İzmir için rakı vakti.



Yeni Rakının bana verdiği yetkiye dayanarak, sizi "Rakı-Koca" ilan ediyorum.

Gelinliği giydirip, gelini öpebilirsin.

Adam, yarıya kadar dolu olan bardağının üzerine, su ekleyerek gelinliği giydirdi.

Şerefine kaldırıp duvağını, büyük bir yudum aldı dudak payından!



İzmir için rakı vakti.